بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَحۡمِ طَيۡرٖ مِّمَّا يَشۡتَهُونَ ٢١

Kuş eti, içlerinin çektiğinden.

– İbni Kesir

وَحُورٌ عِينٞ ٢٢

Şahin gözlü huriler de;

– İbni Kesir

كَأَمۡثَٰلِ ٱللُّؤۡلُوِٕ ٱلۡمَكۡنُونِ ٢٣

Saklı inci misali.

– İbni Kesir

جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٢٤

Yapmakta olduklarına karşılık olarak.

– İbni Kesir

لَا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا تَأۡثِيمًا ٢٥

Orada ne boş bir laf, ne de günaha sokacak birşey işitmezler.

– İbni Kesir

إِلَّا قِيلٗا سَلَٰمٗا سَلَٰمٗا ٢٦

Yalnız selama karşılık; selam, denir.

– İbni Kesir

وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ ٢٧

Sağcılar; ne bahtiyardır o sağcılar.

– İbni Kesir

فِي سِدۡرٖ مَّخۡضُودٖ ٢٨

Dikensiz kiraz,

– İbni Kesir

وَطَلۡحٖ مَّنضُودٖ ٢٩

Salkımları sarkmış muz ağaçları,

– İbni Kesir

وَظِلّٖ مَّمۡدُودٖ ٣٠

Yayılmış gölge,

– İbni Kesir

وَمَآءٖ مَّسۡكُوبٖ ٣١

Çağlayan su,

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu